BASIN AÇIKLAMASI
thi – TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİNDEN TÜRKİYE KELİMESİNİN ÇIKARTILMASI VE BAROLARA ZORUNLU ÜYELİĞİN KALDIRILMASINA İLİŞKİN.
Türkiye Barolar Birliği de dahil olmak üzere, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının adları önündeki Türk ve Türkiye kelimelerinin kaldırılması, bu meslek kuruluşlarına zorunlu üyelikten vazgeçilmesi ve yürüttükleri kamu görevi dolayısıyla kendilerine sağlanan ödeneklerin kesilmesi için yasal çalışma başlatılacağı ifade edilmektedir. Bu durum karşısında Trabzon Barosu adına kamuoyuna bilgi vermek ve yapılması düşünülen değişiklikleri uygun bulmadığımızı ve Türkiye Barolar Birliğinin 24 Şubat 2018 tarihinde Ankara’da toplanma çağrısına katılacağımızı belirtmek amacıyla işbu basın açıklamasını yapmaktayız.
Türkiye Barolar Birliği; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 76. Maddesinin 1. Fıkrasına göre, 110.000 Avukatın katılımıyla, 79 Baronun oluşturduğu; dayanağını 1136 Sayılı Yasanın 109. Maddesinden ve Anayasamızın 135. maddesinden alan Barolarımızın üst kuruluşu olan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşumuzdur. Türk Avukatları ve Trabzon Barosu olarak, Barolarımızın üst kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliğinin adından “Türkiye” kelimesinin çıkartılmasını asla kabul etmediğimizi bir kez daha beyan ediyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu süreç dikkate alındığında; birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde “Türk”, ”Türkiye” kelimelerinin tartışmaya açılmasının ve bu kelimeleri bünyesinde bulundurmaktan, kullanmaktan gururlanan kuruluşların ünvanlarından çıkartılmaya çalışılmasının memleketimize, iç barışımıza hiçbir katkı sağlamayacağı ve kamu yararına bir durum yaratmayacağı son derece açıktır. Biz Türk Barolarıyız ve Birliğimizin adında Türk kelimesi her zaman olacaktır.
Meslek mensubu avukatlarımızın barolara zorunlu üyeliğinin kaldırılmasına yönelik düzenlemenin kabulü de mümkün değildir. Sonuç itibariyle illerde birden çok baronun oluşmasına ve üst kuruluş olarak birliğimizin ortadan kalkacağı sonuca yol açacak bir düzenleme kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının Türkiye’deki tarihi gelişimine, tarihsel gerçeklere ve meslek kuruluşumuzun varlık amacına aykırı olacağı gibi, Anayasamıza da aykırılık yaratacaktır.
Barolar, Türkiye Barolar Birliği sivil toplum kuruluşu, sendika veya dernek statüsünde değildir. Tekelci ve zorunlu örgütlenmenin, yetki ve görevlerin tek bir hukuksal kişiliğe verilmesinin gerekçesi, mesleğin temel değerlerinin daha iyi korunması ve ayrıca her türlü aşırı müdahaleye karşı mesleğinin bağımsızlığının korunmasıdır. Bu bağlamda zorunlu üyelik, yasayla kurulma ve mesleğin bağımsızlığını koruyan bir örgütlenme modeli, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kurucu ilkeleridir. Bu kurucu ilkelerin zedelenmesi veya ortadan kaldırılması; yargının ve savunmanın bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü ortadan kaldıracak ve adalete güven duygusunu azaltacaktır.
Avukatlar ve Barolar Yargının kurucu unsurundan birisidir. Yargının kurucu unsuru olarak savunmayı temsil eden avukatların bağımsızlığı seksen bir milyon vatandaşın adil yargılanma hakkının, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının temel insan hak ve özgürlüklerinin teminatıdır. Avukatların bağımsızlığını, dolayısıyla vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırılacak bu düzenlemenin ülkemize getireceği hiçbir kamusal yarar bulunmamaktadır.
Ülkemizin coğrafi yapısına tarihsel gelişimine bakıldığında çok açık görüleceği üzere birden fazla baronun kurulmasına ve birliğin ortadan kaldırılmasına yönelik bu düzenlemeler; baroların bölünmesine; etnik kimliklere ve inançlara dayalı baroların oluşmasına, avukatlık mesleğinde ayrışmaya yol açacak, hukuk devletinin ve hukuk güvenliği hakkının zedelenmesine yol açacaktır.
Meslek mensuplarının tekbir birlik içinde toplanıp birleşmeleri, en başta mesleğin geliştirilmesi, meslek mensuplarının eğitiminin sağlanması, mesleğin etik kurallarının uygulanması ve meslek disiplininin sağlanmasına da hizmet etmektedir. Aksi bir örgütlenme yapısı bu hizmetlerin ortadan kalkmasına yol açacaktır.
Barolar kuruluşları itibariyle dinamik ve demokratik yapılardır. İki yılda bir seçimler eliyle başta yöneticileri olmak üzere tüm komisyon ve kurulları yenilenmekte ve tamamı gönüllülük esası ile yürütülmektedir. Bu dinamik yapı Baroları sürekli gelişen ve tüm Baro mensuplarından beslenen güçlü bir istişari kurum haline getirmektedir.
Baroların mesleki çalışmalarının yanında yine Avukatlık Kanunu tarafından kendilerine verilen ve başka hiçbir kurum tarafından yerine getirilmesi mümkün olmayan kamu hizmeti faaliyetleri bulunmaktadır. Bunların başında 7/24 esası ile çalışan CMK hizmeti, maddi durumu olmayan vatandaşlarımıza verilmek üzere ücretsiz Adli Yardım hizmeti, insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları, hayvan hakları, çevre hakları gibi birçok uzman komisyon tarafından yürütülen faaliyetler olarak özetlenebilir. Ayrıca Barolar yine il içerisinde onlarca kurulda yine gönüllülük esası ile vatandaşların hak ve hukuklarını kamu adına savunmak için temsil görevlerini yürütmektedirler. Tüm bu hizmetlerin ilde faaliyet gösteren avukatların tamamının istişari görüşleri ile damıtılmış bir kurum tarafından yürütülmesi hizmetlerin tarafsızlık ve hukukilik kapsamında yürütülmesini sağlamaktadır.
Ülkemizde yargının birçok sorunu çözüm beklerken, bugün “Türk”, “Türkiye” kavramlarının tartışılması, hak, hukuk, demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin savunucusu olan baroların bağımsızlığını ortadan kaldıracak, etkinliğini azaltacak düzenlemelerin gündeme alınmasının hiçbir yararı yoktur. Bu nedenle hükümeti bu düzenlemeden vazgeçmeye davet ediyoruz.
Trabzon Barosu, Barolar ve Türkiye Barolar Birliği olarak seksen bir milyon vatandaşımızın temel hak ve özgürlüklerini, hukukun üstünlüğünü, savunmanın ve yargının bağımsızlığını, adil yargılanma hakkını, suçsuzluk karinesini, demokratik, laik ve sosyal bir devlet anlayışı içinde demokrasiyi savunmaya devam edeceğimizi beyan ediyor, kamuoyuna saygılarımızı sunuyoruz.
Av. Sibel SUİÇMEZ
Trabzon Baro Başkanı